Üçüncü E-Çalıştay, Üçüncü Oturum: Nijerya ve Azerbaycan

4 Nisan 2018’de Dış Politika ve Barış Araştırmaları Merkezi “21. Yüzyılda Savunma Sanayii: Karşılaştırmalı Analiz” Üçüncü E-Çalıştay’ının üçüncü oturumuna ev sahipliği yaptı. Bu oturumda, iki sunum yapıldı. Johannesburg Üniversitesi ve Afrika Savunma İncelemesi’nden Conway Waddington, ‘’ Nijerya Savunma Sanayii: Uluslararası Tedariklere Bağlı ve Çeşitli Tehditler Tarafından Yönlendirilmiş’’sunarken, Bilkent Üniversitesi Dış Politika ve Barış Araştırmaları Merkezi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan Çağlar Kurç, ‘’ Azerbaycan Savunma Sanayii: Dış Politika Hedefi için bir Amaç’’ sunmuştur.

Sunumların kısa özetleri şöyledir:

‘’ Nijerya Savunma Sanayii: Uluslararası Tedariklere Bağlı ve Çeşitli Tehditler Tarafından Yönlendirilmiş’’

Bu çalışma nijerya savunma sanayiinin uluslararası ithslata olan güvenini ve tedariği sürdüren ve kısıtlayan faktörler için bir çerçeve sunuyor. ISR ve CAS için uçak tedariği nijerya savunma sektörünün geniş dinamiğinin tanımlayıcı bir örneği olarak araştırılıyor. Nijerya hava kabiliyetleri sınırlıdır, ancak hem sabit kanatlı hem de rotorlu taşıtların yakın hava desteğini genişletme çabaları ve aynı zamanda hızla büyüyen ISR platformları havuzu açısından dikkate değerdir. Çin İHA’ları Nijerya’ya, nadir, bölgesel olarak konuşulan, uzaktan saldırı kabiliyetini verdiler. Bu çalışma aynı zamanda Nijerya savunma sektörünün, özellikle deniz platformları açısından ancak aynı zamanda arazi bazlı silah ve malzeme açısından da yerli üretim yeteneklerini iyileştirme ve yaygınlaştırma çabalarını özetlemeye çalışmaktadır.

‘’Azerbaycan Savunma Sanayii: Dış Politika Hedefi için bir Amaç.’’

Bu çalışma, Azerbaycan’ın Ermenistan’ı “yıpranma savaşı” ile yorarak ve kıt kaynaklarını silah yapımına yönlendirilmesine zorlayarak müzakere masasına getirmeyi hedeflediğini savunuyor. Bu amaçla, savunma sanayileşmesi, hem askeri kapasiteyi korumak hem de Azerbaycan Ulusal Ordusuna taktiksel bir avantaj yaratabilecek anti-Materyal tüfekleri, İHA’ları ve LMAM’leri gibi silah sistemleri sağlamaya yöneliktir. Bu sınırlı hedefin perspektifinden bakıldığında, Rusya’ya bağımlılık, Azerbaycan’ın dış politika hedefini ve onun sınırlı fakat tehlikeli güç kullanımını mutlaka engellemek zorunda değildir.
İkincisi, İlham Aliyev, güçlü askeri inşa etme ve kayıp bölgeyi yeniden kazanma söylemiyle, özellikle iç politikada savunma sanayileşmesinin sembolik gücünü kullanır. Bunu yapmak, milliyetçi duyguları rejim için destekleyici bir ayak haline getirecektir. Sonuç olarak, Azerbaycan silah yapımında kendine yeterlilik arayışını Rusya’nın etkisini kırmaktan ziyade savunma sanayileşmesini dış politika hedefine ulaşmak ve rejime yönelik yurtiçi desteği artırmak için kullanıyor.